Mesneviden

ALLAH’I ZİKRETMENİN KARŞILIĞI 

Adamın biri her zaman “Allah Allah” diye zikreder bu zikirden dolayı ağzı bal yemiş gibi tatlanırdı.

Bir gün şeytan gelip:

“Ne durmadan Allah Allah deyip duruyorsun bunca zamandır Allah demene karşılık bir kerecik olsun Allah(c.c.) “lebbeyk kulum,” dedi mi sana. Hiç sende utanma sıkılma yok mu? daha ne kadar Allah deyip duracaksın?” dedi.

Bunun üzerine adam utandı sıkıldı zikri bıraktı. Gönlü kırılmış bir hâlde yattı uyudu.
Rüyasında Hz. Hızır’ı gördü. Hızır ona:
“Neden yaptığın güzel işi terk ettin “Allah Allah” diye zikretmeyi bıraktın,” dedi.

Adam:
“Yaptığım onca zikre karşılık verilmedi. “lebbeyk-buyur-“ sesi gelmedi. Kapıdan kovulmaktan korktum,” dedi.

Bunu üzerine Hz. Hızır:
“Senin Allah demen, Allah’ın (c.c.) lebbeyk kulum-buyur kulum demesidir, Allah (c.c) isminin zikrini herkese nasip eder mi, bunu sana nasip etmesi az şey mi?” dedi.

***********************************

GÜNAHSIZ AĞIZLA DUA ETMEK 

Cenab-ı Rabbül Alemin Hz. Musa’ya:

“Ya Musa bana günahsız bir ağızla dua et!” diye buyurdu.

Musa (a.s.):
“Yarabbi bende öyle bir ağız yok ki, sana nasıl günahsız bir ağızla dua edeyim,” dedi.

Bunu üzerine Allah’ü Teala:

“Başkalarının ağzıyla dua et çünkü sen başkalarının ağzıyla günah işlemiş olmazsın, öyle hareket et ki diğer insanlar gece gündüz sana dua etsinler. Veya kendi ağzını temizle, Allah’ın (c.c) adı temizdir onu zikrederken ağız temizlenir,” buyurdu.

********************************

NASUH TÖVBESİ 

Yıllar önce Nasuh adında bir adam vardı. Nasuh hamamlarda tellaklık eder böylece kadınları kolaylıkla avlayarak baştan çıkarırdı. Yüzü kadın yüzü gibi tüysüzdü. Erkekliğini bu yüzden rahatlıkla gizlerdi. Nasuh yıllarca tellaklık etti, kimse onun erkek olduğunun farkına varmadı.
Çünkü yüzü kadın yüzü gibi, sesi kadın sesi gibiydi. Çarşaf giyer peçe takardı, fakat şehveti azgın bir gençti. Bu yüzden padişahın kızlarını bile hamamda keseler ovar, yıkardı.
Aradan zaman geçince Nasuh pişman oldu, tövbe etti fakat tövbesini tutamadı. Bu defalarca böyle oldu.
Bir gün Allah dostuna giderek:

“Bana dua et” diye ricada bulundu.
O Allah’ın (c.c.) veli kulu ona dua etti.
Nasuh bir gün yine hamamda tası doldururken padişahın kızının küpesindeki incilerden biri kayboldu. Bütün kadınlar onu aramaya koyuldular.
Herkesin eşyasını aramak için önce hamamın kapısını kapadılar. Sonra başladılar aramaya. Fakat inci bir türlü bulunamadı. Bunun üzerine herkesin ağzını ve her yerini aramaya başladır.
“İhtiyar, genç, herkes anadan doğma soyunsun,” diye bağırdılar. Nasuh korkusundan bir kenara çekildi, yüzü korkudan sararmış dudakları titriyordu. Ölüm korkusu her yanı sarmıştı.
Kendi kendine:
“Yarabbi, dedi. Birçok defalar tövbe ettim fakat tövbemi bir türlü tutamadım. Eğer beni bu beladan, rezil rüsva olmaktan kurtarırsan bütün yaptıklarımdan tövbe ettim,” dedi.

Hamamdakiler herkesi aradıktan sonra:

“Ey Nasuh herkesi aradık, şimdi sıra sende gel seni de arayalım, dediler. Nasuh için kurtuluş yoktu tam onu arayacaklardı ki ansızın:

“İnci bulundu,”diye bir ses geldi. Nasuh’u aramaktan vazgeçtiler, böylece Nasuh rezil olmaktan, ölümden kurtulmuştu. İnci bulunduğu için herkes bayram ediyor seviniyordu. Bu sevinç dalgası geçtikten sonra Nasuh’u çağırdılar:

“Ey güzel tellak gel, padişahın kızı seni çağırıyor gel onu kesele, yıka,” dediler.
Nasuh bunu reddederek hamamdan çıkıp gitti. Bir daha da tövbesini bozmadı.

**************************************

DÜŞMANIN TAVSİYESİ 

Adamın biri, birisiyle meşrevette bulunuyor, tereddütten kurtularak bir karar vermek istiyordu. Danıştığı adam ona dedi ki:
“İyi güzel de eğer isabetli bir karara varmak istiyorsan benden başkasını bul da ona danış, daha iyi olur. Çünkü ben senin düşmanınım. Boşuna bana ümit bağlama zira düşmanın söyleyeceğine güven olmaz. Kendine dost birini bul çünkü dost dostun hayrını ve iyiliğini diler.
Kurttan bekçilik beklemek doğru olmaz. Bir şeyi bulunmayacak yerde aramak, aramamak demektir. Kim gerçek dostlarıyla düşüp kalkarsa külhanda bile olsa gül bahçesindedir. Fakat gerçek dost olmayanlarla düşüp kalkan gül bahçesinde de olsa külhanda sayılır.
“Birine düşmanlıkta bulunduysan aradan yıllar da geçse ondan sakın, seni seven bir dosta danışarak soracağını sor,” dedi.

Bunun üzerine danışan adam:

“Ey iyi ve akıllı kişi biliyorum ki sen benim eski düşmanımsın, fakat akıllı ve tedbirli bir kişisin. Aklın benim zarar görmeme rıza göstermez,” dedi.