Şiirleri

Lâle:
Alvarlı Muhammed Lütfi
1869-1956

Alvar İmamı Hacı Muhammet Lütfi Efendi, 1869 yılında Kındığı köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Hacı Hüseyin Efendi, annesi Seyyide Hatice hanımdır.

Tahsilini babası Hacı Hüseyin Efendi’nin yanında tamamlayan Muhammet Lütfü Efendi, 1893 yılında Hasankale’nin Sivaslı Camiine imam olarak tayin edilmiş, daha sonra babası ile birlikte Bitlis’e giderek Hacı Pir-i Küfrevi Hazretlerinin dergâhına intisap etmiştir.

Daha sonra Erzurum’a dönen Muhammet Lütfi Efendi Erzurum’un Dinarkom köyünde imam olarak görev yapmış, 1. Dünya savaşı başlangıcında Erzurum’a dönmüş, bir müddet de Tercan’ın Yavi nahiyesinde hizmet vermiştir. (Yavi şimdi Erzurum Çat ilçesine bağlıdır)

Kurtuluş savaşında müfrezeler kurarak savaşa iştirak etmiştir. 1939 yılına kadar Alvar köyünde oturan Muhammet Lütfü Efendi Erzurum’a gelerek Mehdi efendi mahallesinde ikamet etmiştir. Kendisini ziyarete gelen herkese daima hüsn-i zan etmeyi hiç kimseyi incitmemeyi, hiçbir ferdi hor görmemeyi ve alırken-satarken insaflı olmayı salıklar, sarhoşları dahi huzuruna kabul eder, fasik, salih diye ayırım yapmaz, herkese teveccühte bulunur ve taltifleri ile memnun ederdi. Muhammet Lütfü Efendi kimsenin kalbini kırmamış bir İnsan-ı Kamil idi.
1956 yılında Erzurum’da vefat etmiştir. Nakşibendi tarikatındandır.Divan’ı vardır.

Ey sabâ söyle selâmım yâre Allah aşkına
Arz-ı hâlim takdim eyle yâre Allah aşkına

İhtiyârım elde varken cânımı kurban dedim
Al beni götür der-i dildâre Allah aşkına

Ey sabâ vakt-ı seher cânânımı eyle niyâz
Nâzır olam bir dâhi dîldâre Allah aşkına

Ey sabâ zülf-ü zer-î zîşâne vuslat yoludur
Nâmımı zikret gül-I gülzâre Allah aşkına

Ey sabâ günden güzel gül ruhlerinin alı var
Vâkıf ol bir sen dâhi esrâre Allah aşkına

Derd-i mendân âşık-ı pejmurdeler feryâd eder
Söyle şevkim halleri şehvâre Allah aşkına

Ey sabâ metn-i dilim şerh eylesen sâzende-veş
Lûtfiyâ nâr ola derdim nâre Allah aşkına

Gel ey va’iz bugün canan cemalinden haber söyle
Ubudiyyetde gayatın kemalinden haber söyle

Gönülde gül-gülistan-ı mehabbet dersini feth et
Füyuzat-ı ilahînin zülalinden haber söyle

Aref meyhanesinde gülbün-i gonce-i vahdet var
O cam-ı mey’i canın la’l-i alından haber söyle

Süveyda metnini şerh et mu’amma-yı dili hallet
Siva akyadını kat’ et zevalinden haber söyle

Tecelliğah-ı Mevla bar-gah-ı hazret-i canan
Şecer-i ravza-i kalbin nevalinden haber söyle

Serayün-lî Me’a-llah’dan cemal-i cim-i cananı
Gören peymane meşreb Ia-übaliden haber söyle

Bu alem içre LUTFÎ cennet-i candan güzel var mı
Kitab-ı sırrı-ı vahdetin me’alinden haber söyle

 

 

Sen Mevla’yı sevende Mevla seni sevmez mi
Rızasına ivende rızasını vermez mi
Sen Hakk’ın kapusunda canlar feda eylesen
Emrince hizmet kılsan Allah ecrin vermez mi

Şer’-i Şerif yolunda havf-i Huda diline
Ehl-Ullah’ın halinde Allah halin sormaz mı
Variyyetin mahv edüp Kur’an yolunda gidüp
Yar ile yaran olsan yarin yaver olmaz mı

Derd ile cangahinda ateş yansa ahında
Ah u feryadlar etsen derden derman vermez mi
Canın canan elinde canan canın dilende
Yarelensen yolunda yaran merhem urmaz mı

LUTFİ’ye lutf-i Mevla rahm eyleye Te’ala
Allah deyu çağırsan Kerîm kerem kılmaz mı
Sen Mevla’yı sevende Mevla seni sevmez mi
Rızasına ivende rızasını vermez mi

Sen Hakk’ın kapusunda canlar feda eylesen
Emrince hizmet kılsan Allah ecrin vermez mi
Varlığın mahveylesen terk-i vücud eylesen
Bu sahra-ı ademde yar yanma varmaz mı

Şer-i Şerif yolunda Peygamberin halinde
Allah desen dilende bin kez halin sormaz mı
Derd ile can-gahından canan diye çağırsan
Derdin derman ederler yaran merhem urmaz mı

Sular gibi çağlasan Eyyüb gibi ağlasan
Ciğer-gahın dağlasan ahvalini sormaz mı ;
LUTFÎYA yari gözle can u gönülden sızla
Dergaha dönder yüzün duan kabul olmaz mı

 

 

 

Gözlerim göreyim canan ilini
Hayıf ki dağları duman bürüdi
Koparmağa yar bağının gülüni
Daldan gül koparan kollar çürüdi

Çar-taraf rakibler gözler yolumu
Bend etmişler ayağımı elimi
Devr-i felek bugün kesmiş dilimi
Haya bahş eyleyen sular kurudi

Bir eman-gah arar idim canıma
Bir mihriban gözler idim yanıma
Tiğ-ı ağyar susamışdir kanıma
Yüreğimde olan yağlar eridi

Sarf olsa cihana derd-i derunum
Kafları dağıdır ah-ı fuzunum
Yarelenmiş bu şeyf ile berunum
Gam leşkeri bölük bölük yürüdi

Sahra-yı cünunun Mecnunlarını
Cemal-i Leyla’lar meftunlarını
Aşüfte üftade mahzunlarını
Dilşad eden LÜTFÎ pirler var idi.

 

 

 

 

Zair olun kabristanı
Nice yüzbin Envat yatir
Müminlerin Nur istanı
İman ile Merdan yatir

Bu ümmet bahtiyar olmuş
Habibullah car olmuş
Merhameti civar olmuş
Avni hakla handan yatir

Kabristan Müminler Rahı
Merhametin karargahı,
açıla hakkın dergahı
Olmuş darul eman yatir

Süleyman İskender hani
Dillerde kaldı bir şanı
İki cihan sultanı
Ol Habibi Rahman yatir

Selatinler tahte turab
Taht gahları olmuş harab
hanümanları gör serap
Nice şahı divan yatir

Yer yemiş kara gözlerin
Kar etmiş şirin sözlerin
Kana bulamış yüzlerin
Serv-i kamet civan yatir

Günden güzel nevresteler
Zülfi siyah gül desteler
Dildarına dil besteler
Dideleri giryan yatir.

Gerek zair olan insan
Ede bir fatiha ihsan
Okuya yasini yeksan
Hep muthacı kuran yatir.

LÜTFİ meded ede Mevla
Rahmete Zatı- teala
Açıla Cenneti Ela
Nice pirü civan yatir