ŞEMAİL VE AHLAKI
Efe hazretleri mütebessimdi. Nurani idi. Beyaza yakın buğday benizli idi ve mübarek kaşlarının arası açıktı. Talebelerinden Abdurrahman Öksüz efendi, onu şöyle anlatır:
“Efendi Hazretleri’ni görür görmez sanki, Sahabe-i Kiram bakiyesi, Sahabe-i Kiramdan kalma bir zat gibi gördüm. Mübarek şekli, şemaili, hali etvarı, kemali ve ilmi, irfanı beni tesir altına aldı. Hemen kendisiyle irtibat kurdum. Ve kendisine intisap ettim. 6 ay yedek subaylığımı tamamladıktan sonra Konya’ya gittim ve duramadım. Erzurum’a geri döndüm. Aralıksız 10 yıl orada kaldım. Zaten O ‘nun yüzüne bakanın gözleri kamaşırdı. Sakalı göğsünde, yüzünün nurundan müteessir olurdu. Devamlı bir daha bakamazdı. Öyle kâmil bir insandı.”
Son Yorumlar