Zilhicce ayının ilk 10 günü

Bu on günü hangi ibadetlerle değerlendirmeliyiz ?

Her şeyden önce her zaman ve zeminde en vazgeçilmez ibadet olan beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Çünkü, hiçbir nafile ibadet farzların yerini tutamaz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır. Hatta affa ve rızaya nail olmayı hedef kabul ederek, bu on günü sanki Ramazan’ın son on günüymüş gibi geçirmeliyiz. Buna güç yetiremeyenler, hiç değilse arefe gününü ve bir gün öncesini oruçla ve ibadetle geçirmelidirler. On gece içinde, bilhassa terviye, arefe ve bayram gecelerini ihya etmenin özel bir yeri vardır. Arefe günü bin İhlâs Suresi okumak çok faziletlidir. Çünkü arefe, tevhidin, azamet ve kibriyanın tam hissedilip ilan edildiği gündür. Bunun için Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir. Hatta bu tekbirleri on gün içinde müsait oldukça söylemek büyük sevaptır. Bugünlerde milyonlarca mü’min haccetmek için mukaddes topraklara gitmiş, kimi Kâbe’yi tavaf ediyor, kimi ağlayarak dua ediyor, kimi Medine’de Ravza-yı Mutahhara’da gözyaşı döküyor, kimi zikir ve dua ile sa’y ediyor, kimi Makam-ı İbrahim’de gözyaşıyla namaz kılıyor, kimi Mültezem’de af için yalvarıyor? Hepsi kendileri ve mü’minler için af, mağfiret, rıza, tevfik ve hidayet istiyor. Arefe günü ise, hepsi Arafat’a gelmiş, “Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk” sadalarıyla asumanı inletiyor, gözyaşıyla kıldıkları namaz ve ettikleri dua ile Rabbimizin rahmetine sığınıyor. İşte kendimizi hayalen hacda hissetmek, onları izleyerek kendimizi onların içinde saymak yoluyla manevî bir hâl kazanabiliriz. İnşallah dua ve ibadetlerimizin hacıların yaptıkları ubudiyete dahil olmasını ümit ederek ibadet edelim. Şunu da unutmayalım ki, hadislerde verilen müjdelere nail olmak için o günleri nicelik ve nitelik olarak en üst seviyede değerlendirmemiz gerekir. Böylece bambaşka bir halete bürünür, ibadetin hazzını yaşar, inşallah Kurban Bayramı’na affedilmiş olarak girebiliriz
-”Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” Kaynak: Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257 – Kamerî ayların 12′ncisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından biri olan hac ibadetinin yerine getirildiği umumi af ve bağışlanma ayıdır. Bu mübarek ayın birinden onuna kadar olan zaman dilimi “leyâli-i aşere”, yani on mübarek gecedir. Onuncu gün Kurban Bayramı’nın ilk günüdür. – Bu on günde beş vakit namazı asla ihmal etmemeliyiz. Namazlarda cemaate katılmak için gayret etmeli, daha bir dikkat ve huşu ile eda etmeliyiz. Mümkünse bugünlerde oruç tutup zamanımızı Kur’an, istiğfar, salavat, zikir ve dua ile geçirmeliyiz. Her zaman yapamayanlar bile hiç değilse bugünlerde kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları kılmalı, affa nail olmak için çırpınmalıdır. Kurban bayramının bulunduğu aya Zil-hicce ayı denir.

Zil-hicce ayının ilk on gününde yapılan ibâdetlerin kıymeti çoktur. Bu husustaki hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyledir: “Zil-hiccenin ilk günlerinde tutulan oruç, bir yıl oruç tutmaya, bir gecesini ihya etmek de Kadir gecesini ihya etmeye bedeldir.” [İbni Mace] “Zil-hiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.” [Beyheki] “Terviye günü oruç tutup, günah söz söylemeyen Müslüman Cennete girer.” [Ramuz] “Zil-hiccenin ilk 9 günü oruç tutan, her günü için, yüz köle azat etmiş veya cihad edenlere yüz at vermiş veya Kâbe’ye kurban için yüz deve göndermiş gibi sevap alır.”[R. Nasıhin] “Zil-hiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günüyse on bin güne eşittir.” [Beyheki] “Allah indinde Zil-hiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!” [Taberani] Bir kimse bu on günleri değerlendirir ise Allahu Teâlâ ona on ikramda bulunur:

Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur Ebu’d Derda (ra) Zilhicce ayinin önemini söyle anlatıyor: “Zilhiccenin ilk dokuz günü oruç tutmalı, çok sadaka vermeli, çok dua ve istiğfar etmelidir.” “Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi (Sübhanallah), tahmidi (Elhamdülillah), tehlili (La ilahe illallah) ve tekbiri (Allahu ekber) çok söyleyin!”(Abd b. Humeyd, Müsned)

• Zilhicce ayına mahsus namaz ve mükâfatı Hz. Ali’ye (ra) ; Resulullah Efendimiz’in (asm) şöyle buyurduğunu anlatmıştır: “Zilhicce ayının ilk on günü geldiği zaman; tâate daha ciddi sarılın. Zira bugünler, Allah’ın faziletli kıldığı günlerdir. O günlerin gecelerine gösterilen hürmet, günlerine gösterilen hürmet gibidir. Bir kimse, o gecelerden birinde namaz kılmak isterse, şu şekilde kılsın: Gecenin son üçte biri geçtikten sonra kalksın; dört rekât namaz kılsın. Kılınacak bu namazların her rekâtında bir kere Fatiha suresini okumalıdır. Üçer kere İhlâs Suresi ve Muavvezeteyn (Felak ve Nas) surelerini okumalıdır. Yine her rekâtta üç kere (Bakara suresinin 255. âyet’i celilesi olan) Ayet’el Kürsî’yi okumalıdır. Namaz bittikten sonra, ellerini açmalı ve şöyle dua etmelidir: “İzzet ve Ceberut sahibi Allah (cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Kudret ve melekût sahibi Allah (cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Ölümü olmayan diri Allah (cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Kendisinden başka ilâh yoktur; öldürür ve diriltir. Kulların ve ülkelerin Rabbi olan Allah (cc), noksan sıfatlardan münezzehtir. Çokça temiz mübarek bir şekilde, her hal ü kârda Allah’a (cc) hamdolsun. Allah (cc) büyükler büyüğüdür. Rabbimizin şanı yücedir; ilmi ve kudreti her yerde geçerlidir.” Bundan sonra, ne dileği var ise dilemelidir, böyle eden kimseye; Allah (cc) Beytini (Kabe-i Muazzama’yı) ve Peygamber’in (asm) kabrini ziyaret eden, Allah (cc) yolunda cihat eden kimsenin sevabını verir. Allah-ü Taâlâ’dan ne gibi bir dilekte bulunur ise Allah (cc), onu kendisine ihsan eyler. Bir kimse, o on gecelerin her birinde, bu namazı tek tek kılar ise, Allah (cc) onu en yüksek Firdevs Cennetine koyar. O kimsenin her kötülüğü silinir ve kendisine şöyle denir: “Yeniden iyi şeyler yapmaya başla.”

Arefe günü geldiği zaman, bir kimse onun gündüzünü oruçlu geçirir de; gecesinde de anlatılan namazı kılar ise, bu anlatılan duayı da okuyarak Allah’ın (cc) huzurunda ağlayarak yalvarır ise, Allah (cc) meleklerine şöyle buyurur: “Ey meleklerim şahit olun; bu kulumu bağışladım, hac edenlerin sevabına da ortak ettim.” Resulullah (asm) Efendimiz daha sonra şöyle buyurdu: “Kıldığı namazdan ve ettiği duadan dolayı, Allah (cc) bu kuluna ettiği ihsanı melekler duyunca sevinir ve birbirlerine müjdelerler.” (Gunyet’üt Talibin_Abdül Kadir Geylani) Bir kimse bu on günleri değerlendirir ise Allahu Teâlâ ona on ikramda bulunur:

1- Ömrü uğurlu ve bereketli olur.

2- Malında bereket olur, artar.

3- Allah onun çoluk çocuğunu korur.

4- Günahlarına kefaret olur.

5- Yaptığı iyiliklere kat kat sevap alır.

6- Ölüm halini kolay eyler.

7- Kabrindeki karanlık günlerine aydınlık verir.

8- Mizanında iyilik tarafını ağır bastırır.

9- Öbür alemde düşük hallere girmekten kurtarır.

10- Cennetteki derecelerini yükseltir.

Bir kimse bu on günlerde yoksul birine iyilik ettiği zaman Allah’ın peygamberlerine bir iyilikte bulunmuş gibi olur. Bir kimse bu on günlerde bir hastayı ziyaret eder ise, Allah’ın veli kullarından ve bedel kullarından birini ziyaret etmiş gibi olur. Bir kimse bu on günlerde bir cenazeye katılır ise, Allah yolunda şehid olanların cenazesine katılmış gibi sevap alır. Bir kimse bu on günlerde bir mümini giydirir ise, Allahu Teâlâ öbür alemde kendisine cennet hullelerinden (cennet elbiselerinden) giydirir. Bir kimse bu on günlerde bir yetime iyilik eder ise, kıyamet günü Allahu Teâlâ Arş’ının altında ona lütfunu yağdırır. Bir kimse bu on günlerde ilim meclislerinden birinde hazır olur ise, nebilerin ve resullerin meclislerinde bulunmuş kadar sevap alır… Kaynak: Günyet’üt-Tâlibin / Abdülkadir Geylani (k.s)

Yorumlar

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>