Nefsin kötü ve çirkin sıfatlarından birisi de GAZAP = ÖFKE nasıl yenilir ?

Nefsin kötü ve çirkin sıfatlarından birisi de GAZAP = ÖFKE’dir demiştik. Gazap, deliliğin bir şubesidir. İnsan, öfkelenince aklı başından gider ve kişi gerçekten deliden farksız bir hale gelir. Bu çok korkunç ve kahredici illet, insanı dünya hayatında kahr-u perişan ettiği gibi, ahirette de kahreder ve ebediyyen narda bırakılabilir. Bir kimseye, odalar dolusu altun ve ya gümüş verilse, büyük servetler bağışlansa veya kendisine en korkunç azap ve işkenceler yapılsa, dininden ve İymandan dönmeyebilir. Fakat, gazaplanır, haklı veya haksız bir mes’eleye .öfkelenirse, kendisini kaybeder ve büyük servetiere feda etmediği, korkunç azap ve işkencelere tahammül ederek terketmediği din ve iymanını, ağzından öfke ile kaçıracağı bir söz veya yapacağı çirkin bir hareketle bedavaya verir ve kafir olabilir. Onun için atalarımızın: (ÖFKE İLE KALKAN, ZARARLA OTURUR.) sözünü hiçbir zaman unutmamak lazımdır. GAZAB’ın karşılığı HİLM’dir, yani yumuşak başlılıktır. Gazab, ne kadar mezmum, çirkin ise hilm de Allahu teala indinde o kadar makbul ve memduhtur. Gazabını, yerinde ve sırasında . hilmi ile birleştiren bahtiyar kullarda İZZET zuhura gelir. Ancak, kişi bu izzeti kendi nefsine değil; dinine, iymanına, Allah ve Resulüne vermelidir. Zira, izzet ancak ve yalnız Allah ve Resulünün, islam dininin ve iymanın hakkıdır. Gerçek mü’minler, kafidere karşı izzetli ve mü’min kardeşlerine karşı zilletli olmalıdır. Düstur-u mükerremimiz olan Kur’an-ı azim-ül-bürhanın kardeş olduklarını beyan ve ilan buyurduğu gerçek mü’minler, birbirlerine karşı son derece merhametli, şefkatli, insaflı ve halim olurlar ve yalnız savaş meydanında kafidere karşı hakkı ve hakikati savunmak için şiddetli ve fakat yine de insaflı olurlar ki, böyle davranmaları iymanlarının alametidir. Allahu teala ve tekaddes hazretleri, FETiH sure-i celilesinde Rahmeten lil-alemiyn olan Resul-ü zişanın maiyyet-i seniyyelerinde bulunmak ve nazar-ı iltifat-ı peygamberiyye mazhar olmak bahtiyarlığına eren kutlu ve mutlu kişileri, böyle tarif ve tavsif buyurmak ta ve medh-ü sena etmektedir. Buraya kadar anlattıklarımızı özetleyecek olursak, .kamil mü’min olanlar öfkelerini yenerler ve onu hilmieri yani ağırbaşlılık ve yumuşak huylulukla birleştirirlerse din ve iyman yö­ nünden büyük bir izzete nail olurlar. Ma’azallah, bunun aksi olarak öfkelerini kibirleriyle birleştirirlerse, dinden İyınandan yoksun kalır ve hayvan derekesine düşer, vahşet ve dehşetleri bakımından hayvanlardan da aşağı durumda kalırlar. Kamil mü’minler, gördükleri haksızlık ve kötülüklere karşı haklarını -  müdafaa etmekle beraber, bu haksızlık ve kötülükten dolayı öfkeye kapılmazlar, öfkelerini yener ve yutarlar, gerekirse suç­ luyu bağışlar ve hatta ona ikramda bulunurlar ki bu da iymanlarının kemaline işarettir. Onlar, bilirler ki Allahu teala muhsin yani iyilik eden kullarını sever.

HiKAYE Hz. Bayezid-i Bestami (Kuddise sırrt.ıh) efendimize edepsizin birisi öfkelenmiş ve kırılası elinde bulunan asa ile mübarek başına öyle bir vurmuştu ki, asası kırılmıştı. Bayezid-i Bestami  hazretleri, ona yeni bir asa gönderdi ve : – Başımızda kırılan asasını böylece tazmin etmiş olduk, buyurdu. Yine Bayezid-i Bestami (Kuddise sırrah-üs-sami) hazretleri, aleyhinde ulu-orta konuşan birisine de bir çömlek bal göndermiş ve : – Günahımızı alıp, duruyor, bu hareketi karşılıksız kalmasın, bu balı afiyetle yesin. Aleyhimizde konuşmasına bir diyeceğimiz yoktur, dilediği yerde ve dilediği gibi konuşabilir, diye de haber göndermişti.

 

Veli olmaz kişi taşlanmayınca,

Siva endişesinden boşlanmayınca,

Söğütte olur mu hiç tatlı elma?

Yarılıp, sarilıp aşilanmayınca …

Ne kadar aklı çok olsa kişinin,

Okumaz hocaya başlanmayinca …

Çocuk balig, hem de akilli olur mu?

Nice yıllar geçip yaşlanmayinca …

Amel çokluğuna hiç itibar yoktur,

Kulundan Halıkı hoşlanmayinca …

Ey öfkeleri burunlannın ucunda dolaşanlar. .. Ey olur olmaz nedenlerle şuna buna bulaşanlar. .. Öfkelerine mağlup olarak rastgele herkesle dalaşanlar … Ey zikir, şükür, fikir yerine dilleriyle sövüp saymaya alışanlar. .. Bu anlattıklarımı masal gibi okuyup geçmeyiniz, kıssadan hissenizi alınız, öfkenize mağlup olarak hayvan derekesine düşmeyiniz… Affı öğreniniz ve affediniz ki, Allahu teü.la da sizleri affeylesin, öc alınağa kalkışmak insanlık değildir, kişi bağışlamasını bilmelidir, bağış­ larsan bağışlanırsın, Allah sana (KULUM!) desin, Resul-ü mücteba seni ümmetliğe kabul buyursun da (BU BENİM ÜMMETİM!) desin. Allah’a kul ve Resulüllah’a ümmet olanlar, iki cihanda da aziz olurlar. Buna layık olmayanlar ise, hem bu fani alemde hem de ebedi ahiret aleminde zelil ve perişan kalırlar. Yukarıda kıssalarını naklettiğim zevat-ı zevil-ihtiram, bakınız asırlar ötesinden günümüze kadar nasıl hürmet ve ta’zimle yad ediliyorlar.

 

Huzur-u fa’iz-in-nur-u Cenab-ı Falır-i risaletmeab’a girebilmek mutluluğuna erişen bir zat sordu : – Ya Resulallah! .. Bana, nasihat eyle … İki cihan serveri saadetle buyurdu : – Gazablanma! . . (Öfkelenme). O zat tekrar niyaz etti : – Ya Nebiyyallah! .. Bana nasihat ey le … Habib-i edib-i Kibriya, saadetle tekrar buyurdu : – Gazablanma! .. Aynı zat, ağlayarak yalvardı : – Ey Ahalı’ın Habib’i, ey gönüller tabi bi! .. Lutfet, bana nasihat ey le … – - Rahmeten lil-alemiyn efendimiz saadetle buyurdu : – Gazablanma. ..

Dikkat ediniz aziz mü’minler! .. Muhbir-i sadık aleyhi ve alihi selamullah-il-Halık efendimiz hazretleri, kendilerinden nasihat niyaz eden bir zata üç defa (Gazablanma = Öfkelenme!) buyurmuşlardır. İnsaf ile düşününüz, bundan daha veciz bir nasihat olabilir mi? Evet, gazap yani öfke insanı dinden ve iymandan çıkarır. İnsana insanlığını unutturur, hakkı terkettirir ve batılı tutturur … Öfkenin, insan sağlığına da zararı vardır. Öfkelinin tansiyonu yükselir, kalp atışları sıklaşır, safra kesesi kana karışarak rengi sararır, şeker hastası olur, kalp hastası olur, akıl hastası olur. Daha nice nice sayılamayacak kadar çok felaket ve musibetlere düçar olur. Başkalarını ezip üzmekle, kırıp geçirmekle kalmaz, kendisi de mahvolur, dünyası perişan ve ahirette de büsran içinde kalır. Onun için, insan kinini dine, gazabını bilme, cehlini ilme çevirmeli, insan olmağa hem de kamil insan olmağa özenmelidir. Yoksa, hayrı şerden ayırdedemeyen, gazabın ve bilmin nerelerde gerektiğini bilmeyen, neye evet ve neye hayır diyeceğini kestiremeyen kişi cahil ve nadandır ves-selam …

Gazap illetinin çaresi ve şifası İSTi’AZE etmek, yani Allabu sübhanehu ve teala hazrederine sığınmaktır. Bu sebeple, öfkelenen kimse herşeyden önce E’ÜZÜ BiLLAHi MiN-EŞ-ŞEYTAN-iR-RACiYM demelidir. Ancak, bu kudsi kelimeyi, duyarak, içten ve gönülden söylemelidir. Öfke yatışmazsa, eğer oturuyarsa ayağa kalkmalı, ayakta ise oturmalı, yine yatışmazsa hemen abdest almalı ve namaz kılmalı, yine yatışmazsa sağ yanı üzerine yatmalıdır.

Kaynak=Envarul-kulub cilt:2 Muzaffer ozak

Yorumlar

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>