KADİR GECESİNİN FAZİLETİ

Kadir, sözlükte, hüküm, şeref, güç, yücelik gibi anlamlara gelir. Dini literatürde, “leyletü’l kadr” şeklinde Kur’an-i Ker’im’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Aynı adı taşıyan 97. Kadir süresi, bu gecenin fazileti hakkında nazil olmuştur. Bu sürede yüce Allah şöyle buyurmaktadır. “Şüphesiz biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik, Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin, Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır, Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rab’lerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.

O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir”

 

Kadir Gecesi’nin Kadrini Bilelim… Rahmeti sonsuz olan Rabb`imiz, belirli gün ve gecelerde tükenmez hazinesinin kapılarını ardına kadar açıyor. Bu mübarek gecelerden biri de 11 Ayın Sultanı Ramazan Ayı’nın içerisinde bulunan Sultanlar Zirvesi Kadir Gecesi’dir. İşte Kadir Gecesi nedir,Kadir Gecesi’nin Önemi, Kadir Gecesi’nin Anlamı veKadir Gecesi hakkında bilgi…

Kadir gecesi 2015, 13 Temmuz Pazartesi akşamını 14 Temmuz Salı gününe bağlayan geceye denk gelmektedir.Kadir kelime olarak; değer, kıymet ve itibar anlamlarına gelir. Ramazan ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Kadir Gecesi, Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselamın ümmetine mahsus bir gecedir.
Peygamber efendimiz (s.a.v) daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup Habibinin kalbini ferahlandırdı. Kadir gecesi, her Ramazan ayında gelir.

Kadir Gecesinin değeri ise Kur’an-ı Kerim’in ilk o gece indirilmeye başlanmasındandır.

Kadir Gecesi, üç ayların sonuncusu olan ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlamaktadır.

Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber (sav) dünyevi işlerinden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de ibadet için uyanık tutardı.
Hz. Aişe (r.a) validemiz : “Ya Rasulellah (sav) Kadir gecesine rastladığım zaman nasıl dua edeyim?” diye sorunca, Peygamber Efendimiz (sav) : “ Ey Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua ve niyazda bulunmasını buyurmuştur
Ebu Hureyre (r.a.)dan : Ramazan ayı geldiğinde Resulullah (sav) şöyle buyurmuş : “Ramazan ayı geldi, o mübarek bir aydır, o ayın orucunu Allah size farz kılmıştır. O ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur. Onda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. O gecenin hayrından mahrum kalan gerçekten mahrum kalmıştır.”

Dinimizce kabul edilen gün ve geceler, dini hayatın canlanmasını ve inananların yeni bir güç kazanmalarını sağlar. Çünkü bu gün ve gecelerde Müslümanlar daha fazla ibadet ederler. Mübarek günlerin gündüzlerini oruç tutarak, gecelerini ise namaz kılarak, Ku’an okuyarak ve dua ederek geçirirler.
Cenab-ı Hak, Kadir Gecesinde kullarını akıl almaz ihsan ve ikramlara mazhar ediyor. Cennetteki köşk ve sarayları sanki 30 binde bir fiyatına satmaktadır bu gece. Bir köşkün fiyatı 60 bin rekât namaz kılmaksa eğer, bu geceye mahsus o bedel iki rekâta düşüyor. Bin aydan daha hayırlı olan bu gece, tövbe ve istiğfar edilerek, farz namazların yanı sıra nafile namazlar kılınarak, Kur`an ve salâvatlar okunarak değerlendirilebilir.

Rahmeti sonsuz olan Rabb`imiz, belirli gün ve gecelerde tükenmez hazinesinin kapılarını ardına kadar açıyor. Bilhassa Ramazan`da, özellikle de Kadir Gecesi`nde kullarını akıl almaz ihsan ve ikramlara mazhar ediyor.

Ne yazık ki, insanların bir kısmı o geceyi uykuyla geçiriyor. Bir kısmı birkaç saat ibadet edip uykuya yenik düşüyor. Bir kısmı belki de sabahlıyor, ama zamanını cami ve türbeleri gezerek, televizyondan mevlid ve film izleyerek geçiriyor. Pek azı ise iftardan sabaha kadar istiğfar, dua, Kur`an, salâvat ve namazla meşgul oluyor.

Biz mü`minler, ne yazık ki, Kadir Gecesi`nin kadrini bilmiyoruz. Bu gece öylesine kutlu bir gece ki, adına özel bir sûre indirilmiş. Bu sûrenin sadece şu ayeti bile değerini anlatmaya yeter:

“Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.”

Aman ya Rabbi! Bu ne muhteşem bir müjde, ne müthiş bir fırsat, ne harika bir ikram!

Bunu hakkıyla anlamaktan aklımız, ruhumuz, kalbimiz acizdir.

Bazı hesaplar yapalım isterseniz. Bakın bu ayet ne derin manalar ihtiva ediyor:

Bin ayı 12`ye böldüğümüzde 83 rakamı çıkar. Demek ki, bir gece 83 yıldan daha hayırlı, daha faziletlidir.

83 yıl boyunca ibadet ederek kazanacağınız sevabı, bir gecede kazanacaksınız.

Bırakın gaflet içinde geçirmeyi, o tek geceyi değerlendirmek için uyku, hastalık, yorgunluk, seyahat, misafirlik, yoğun iş gibi aklınıza ne kadar engel gelirse gelsin aşıp geçmez misiniz?

Dilerseniz, bin ayda kaç gece olduğunu görmek için binle otuzu çarpalım. Karşımıza 30 bin rakamı çıkmaz mı?

Bu demektir ki, bir gece 30 bin geceden daha üstündür.

Bunun anlamı açık:

Kadir Gecesi`nde yüreğiniz yanarak bir istiğfar mı ettiniz? O bir değil, 30 bin kuvvetindedir.

İhlâsla bir Yasin mi okudunuz? Her bir harfine 30 bin sevap alarak, âdeta 30 bin Yasin okumuş gibi oldunuz.

Bütün bu gerçekler, her bir harfi bile mûcize olan Kur`an-ı Kerim`in bir ayetinden çıkarılıyor. İşte o bir ayetiyle Rabb`imiz bize bunca müjdeler veriyor.

Şimdi o geceyi gafletle geçirebilir miyiz?

Acaba, bir alışveriş merkezi, kuruluş yıldönümü anısına, ürünlerinde yüzde 50`ye varan indirim yapsa, sabaha kadar alışveriş yapmaz mıyız? Çünkü bir milyarla iki milyarlık ürün alacağız.

Oysa Rabbimizin Kadir Gecesi indirimi o kadar çok ki, benzerini dünyevî ürünlerde görmek imkânsız.

Cenab-ı Hak, cennetteki köşkleri ve sarayları sanki 30 binde bir fiyatına satmaktadır bu gece. Bir köşkün fiyatı 60 bin rekât namaz kılmaksa eğer, bu geceye mahsus o bedel iki rekâta düşüyor.

Yine mışıl mışıl uyur musunuz?

Eğer o geceyi gaflet içinde geçiriyor veya baştan savma değerlendiriyorsak, bilelim ki, ayağımıza kadar gelen fırsatı kullanmıyor, bize uzatılan af ve inayet elini tutmuyor, itiyoruz.

Hastalık, yorgunluk, uyku sizi engellemesin. Evlâdınız yoğun bakımda ise çekilip uyuyabilir misiniz? Asla! Ne kadar uykusuz, yorgun ve hasta bile olsanız hizmetine koşmaktan ve dua etmekten başka bir şey yapabilir misiniz?

Peki ya kendimiz eşimiz, çocuğumuz yoğun bakımda değil de, cehennemlikler listesinde ise kurtulmaları için dua ve ibadetimiz gerekiyorsa, gaflet içinde uyuyabilir miyiz?

Bu gece akşam namazından sabaha kadar tövbe ve istiğfar ederek, Kur`an ve salâvat okuyarak, farz ve kaza  namazlara evvabin, teheccüt, tesbih namazlarını ilave ederek, zikir ve benzeri dualar yaparak geçirmeliyiz.

Bunun için iftardan sonra çay, kahve gibi uykumuzu kaçıracak ne varsa kullanmalıyız. Nasıl ki, kulağı af haberinde olan idam mahkûmu uyumazsa, biz de Ramazan`ın son on gününde cehennemden kurtuluş bekleyen günahkâr mü`minler olarak ibadete kilitlenmeliyiz. Gerekirse uykumuzu kaçırmak için soğuk suyla abdest almalı, kapımıza kadar gelen bu altın fırsatı kaçırmamalıyız. Ne mutlu Kadir Gecesi`nin kadrini bilenlere! Rabbim rızasına uygun şekilde gecirmeyi nasib ve kolay eylesin ümmeti muhammede!!! Gafletten ümmeti muhammedi kurtarsın bu mubarek gün ve gecelerde!!!

Yorumlar

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>