BELÂ VE MUSİBETLERE SABIR

İnsana belâ ve sıkıntı, günahları yüzünden veya derecesinin yükselmesi için gelir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her musibet, affedilecek bir günah veya kavuşulacak bir derece içindir.)
Sıkıntılar Müslümanın hayrınadır. Çünkü peygamber efendimiz, (Müminin başına gelen iş, hoşuna gitse de, gitmese de, onun için hayırlıdır.) buyurmaktadır. İmam-ı Rabbanî hazretleri de, “Müslümanlara gelen dert ve belâ, günahların çok olduğunu değil, günahların çok affedildiğini gösterir.” buyuruyor.
Belâların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Size gelen musibet, işlediğiniz [günahlar] yüzündendir.) [42/30]
(Sana gelen her iyilik, Allahtan [bir ihsan olarak] gelmekte, her kötülük de [günahlarına karşılık] kendinden gelmektedir.) [4/79]
(Allah, kullarına zulmetmez, onları azaba sürükliyen çirkin işleridir.) [16/33]
(Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hâllerini değiştirmez.) [13/11]
(Her sıkıntıdan sonra, ferahlık, kolaylık vardır.) [94/ 6]
Günahlara kefarettir 
Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Allahü teâlâ sevdiği kulunu dertlere maruz bırakır. Kul da sabrederse, ondan razı olur.)
(Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insanlar da dert ve belâ ile imtihan olunur.)
(En şiddetli belâ, enbiya, evliya ve benzerlerine gelir. Kişi imanının sağlamlığı nisbetinde belâya maruz kalır. İmanı sağlam ise belâsı şiddetli, imanı zayıf ise hafif olur.)
(Hak teâlâ buyurdu ki: “Bedenine, evlâdına veya malına bir musibet gelen, sabr-ı cemille karşılarsa, kıyamette ona hesap sormaya hayâ ederim.”)
(Müminin günahları affoluncaya kadar belâ ve hastalık gelir.)
(Günahı çoğalıp da, onu yok edecek güzel ameli bulunmayana sıkıntılar gelir ve günahlarına kefaret olur.)
(Allah yolundaki mümine isabet eden her yorgunluk, hastalık, sıkıntı, üzüntü, keder, hatta ayağına batan diken, günahlarına kefaret olur.)
(Belâyı nimet, rahatı musibet saymıyan, kâmil mümin değildir.)
(Helâl kazanmak için sıkıntı çekene, cennet vacip olur.)
Belâ bir ikramdır 
(Belâ mümine ikram olarak gelir.)
(Malı gitmiyen, parası bitmiyen ve hasta olmıyanda hayır yoktur. Çünkü sevilen kul, belâya maruz kalır.)
(Dünya [haram işlenen yerler] mümine zindan, kâfire cennettir.)
(40 gün içinde, mümine, bir üzüntü, bir hastalık veya korku yahut malına zarar gelir.)
(Müminde 3 şeyden biri bulunur: Kıllet, illet ve zillet.) [Kıllet; fakirlik, illet; hastalık, zillet; itibarsızlık]
Sıkıntılara sabretmek gerekir. Sabredenin yardımcısı Allahü teâlâdır. Hz. Ömer buyurdu ki: Bana bir belâ gelirse, üç türlü sevinirim:
1- Belâyı Allahü teâlâ göndermiştir. Sevgilinin gönderdiği her şey tatlı olur.
2- Allahü teâlâya, bundan daha büyük belâ göndermediği için şükrederim.
3- Allahü teâlâ, insanlara boş yere, faydasız birşey göndermez. Bir belâya karşılık, ahirette çok nimetler ihsan eder. Dünya belâları az, ahiretin nimetleri ise sonsuz olduğu için belâya sevinirim.
Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Sabreden müminlere bir musibet gelince, İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn derler.) [2/156]

Yorumlar

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>