Şaban Ayının Fazileti

بسم الله الرحمن الرحيم
حم والكتاب المبين انا انزلناه في ليلة مباركة انا كنا منزرين فيها يفرق كل امر حكيم

Mübarek Şâban ayı, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in ayıdır.
Şâban ayı, “Şerefli, ulvî, berâta erdirici, ilâhî ihsâna kavuşturucu, mü’minlere rahmet ve kâfirlere gazap olan ilâhî nûra nâil edici”bir ay olarak târif edilmiştir.

Bu ayın birinci gecesinde, yani persembeyi cumaya bağlayan gece, her rek’atte bir Fâtiha üç Âyetü’l-Kürsî ile bir tesbih namazı kılınır.

Bu mübârek aya hürmet ve tazim ise çok oruç tutmak ve çok Salavâtı şerife okumakla olur. Zira Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki;

“Kim Şa’bân-ı şerifin evvelinden, ortasından ve sonundan üçer gün oruç tutarsa, Cenâbı Hak onun için 70 Nebî’nin ibâdet sevâbını yazar. O kişi 70 yıl Allah’a ibâdet etmiş gibidir. Eğer bu sene içinde ölecek olursa şehît olarak ölmüş olur”

Bu ay Efendimiz (s.a.v)’in kendisine izâfe ettiği bir ay olması münâsebetiyle Salavât-ı şerifeye devam etmelidir.

Salavât: Allah’tan rahmet, meleklerden istiğfâr, mü’minlerden duâ mânâsına gelir

Çok salavât-ı şerife okumak, okuyanın Peygamberi ile ünsiyet etmesine sebeptir. Kişinin Ümmet-i Muhammed’den olduğuna delâlet eder ve Efendimiz (s.a.v)’e yaklaşmaya vesîledir. O kimsede Peygamber sevgisi olduğunu gösterir. “Kişi sevdiğini çok anar.” Hadis-i şerîfi buna delildir.

Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdü senalar olsun ki; Receb-i şeriften sonra bizleri, Efendimiz (s.a.v.) in ayı olan Şa’bân-ı şerife ulaştırdı.

Ashab’dan Üsâme bin Zeyd (r.a) Rasûlullah (s.a.v) Efendimize hitâben: “Ya RasûlAllah, Şa’bân-ı şerifte tuttuğunuz oruç kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmüyorum.” dediğinde Efendimiz (s.a.v)şöyle buyurdular.

“Şa’bân-ı şerif; Receb-i şerifle Ramazan-ı şerif arasında öyle bir feyizli aydır ki; insanların ekserisi bundan gafildir. Bu ayda ameller Alemlerin rabbine yükseltilir. Bu sebeple ben de amellerimin oruçlu iken yükseltilmesini istiyorum”

Hadis-i şerifde Efendimiz (s.a.v) “Receb-i Şerif, Allah’ın ayı, Şa’bân-ı Şerif benim ayım, Ramazan-ı Şerif ümmetimin ayıdır.” buyurdular.

Şa’ban ismi; Beş harften teşekkül etmiş olup, ifâde ettiği bir çok mâna olmakla beraber hayırlar bu ayda şubelendiği için kendisine bu isim verilmiştir. Ayrıca Şa’bân kelimesindeki (Şın), şeref ve şefaate, (Ayn) izzet ve keramete, (Be) birr u ihsana ve berâate. (Elif), ülfet ve muhabbete (Nun) ise Allah’ın nuruna delâlet eder. Aynı zamanda (Be) harfinin kelimenin tam ortasında olması bu ayın ortasının Berâet gecesi olmasına işârettir.

Kader, kaza, ölüm, doğum, rızk ve sâir hususlar bu ayda görüşülüp karara bağlanacağından ve en mühimi Efendimiz (s.a.v)’in ifadesiyle “Ameller bu ayda Allah’a arz olunacağından” Receb-i şerife gösterilen hürmet ve tazim bu aya da gösterilmeli hatta daha uyanık ve hassas olunmalıdır.

Efendimiz (s.a.v) bir başka Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar.

“Kim ki Şa’bân-ı şerife hürmet ve tazim eder, Allah’tan korkar ve Allah’a itaat edip nefsini günâh işlemekten korursa, Cenâb-ı Hak onun günâhlarını mağfiret eder. O sene içinde başına gelecek belâ, musîbet ve hastalıklardan emin kılar.”

Bu ayin on dördünü on besine baglayan gece mübarek Berat kandilidir. Berat kelimesi, günahtan, suçtan, borç ve cezadan kurtulmak manalarına gelir.

Bu gece birçok Müslüman, günahlarından kurtulup Allahû Teâlanın af ve mağfiretine erişir. İlahi ihsana nail olur. Gönülleri nurani hava ile dolup taşar.
Bakiniz rasülüllah efendimiz mübark hadisi seriflerimde bizlere neler ifade ediyor.

قال رسول الله صلي الله عليه وسلم ـ

من احيا الليالي الخمس وجبت له الجنة ليلة الروية وليلةالعرفة وليلة النحر وليلة الفطر وليلة النصف من شعبان ـروح البيان جلد 8

قال رسول الله صلي الله عليه وسلم

من صلي في هذه الليلة مأة ركعة ارسل الله تعالي اليه مأة ملك .ثلاثون يبشرون با لجنة وثلاثون يأمنون من عذاب النار وثلاثون يدفعونه عنه آفات الدنيا وعشرة يدفعونه عنه مكايد الشيطان ـروح البيان جالد 8
Müfessirlerden bir kısmı Kur’an-ı Kerimin mübarek bir gecede indirildiğini

beyan eden Duhan Suresinin ilk ayetlerinin Berat gecesi ile ilgili olduğunu belirtirler.
بسم الله الرحمن الرحيم
حم والكتاب المبين انا انزلناه في ليلة مباركة انا كنا منزرين فيها يفرق كل امر حكيم

Peygamber Efendimiz, Berat gecesinin içinde bulunduğu Şaban ayında nafile oruç tutmaya özen gösterirdi. Bunun sebebini soranlara: Bu ayda ameller Alemlerin Rabbine yükseltilir. Ben amelimin, oruçlu bulunduğum bir halde arz olunmasını isterim;[1] cevabını verirdi.

Bir hadis-i şeriflerinde: ;Şaban ayının onbeşinci gecesi oldumu, onu ibadet ve taatla geçirin. Gündüzünde de oruç tutun. Zira Allahu Teâla o gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve: Yok mu tevbe eden, onu affedeyim. Yok mu rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir hastalığa müptela olup şifa isteyen, afiyet vereyim. Yok mu daha başka isteği olan. Yerine getireyim der. Bu hal tâ sabaha kadar devam eder,[2] buyurmuşlardır. Diğer taraftan Rasulullahın, Şaban ayının 15. gecesinde Kelb Kabilesinin koyunlarının kılları sayısından daha çok kişinin bağışlanacağını bildiren hadisi de, bu gece af ve mağfiretin sınırsızlığına işaret eden bizler için ne güzel bir müjdedir.[3]

Bu mübarek gecede hayrın, bereketin ve güzelliklerin sağanak sağanak yağmasına rağmen; o manevi ziyafetten nasibini alamayacak, o mana denizinde yıkanıp arınamayacak olanlar da Allaha şirk koşanlar, içinde sönmez bir kin ve tükenmez bir düşmanlık besleyenler, akrabaları ile ilişkiyi kesenler, kibirli ve gururlu olanlar, ana-babaya asi olanlar, içki içmeye ısrarla devam edenler,[4] olarak beyan edilmiştir..

Her canlı ölümü tadacaktır Hiç birimizin elinde yarına çıkacağımıza dair bir garanti yoktur. Ölümü akıllarından bile geçirmeyen, daha gencim, önümde uzun bir ömür var diyerek avunan nice kardeşimizi şu geçen bir yıl içinde dünya evinden ahiret yurduna uğurlamadık mı? O halde; Allah (c.c.)ın biz Muhammed ümmetine bahşettiği bu geceyi en güzel şekilde değerlendirelim. Böyle mübarek geceleri bir ganimet bilelim. Rabbımızın açık olan tevbe kapısına yönelelim. Kin ve düşmanlık duygularını terk ederek birbirimizi sevelim. Akraba ve komşularımızla tebrikleşelim. Anne ve babalarımızın hayır dualarını alalım. Çevremizdeki öksüz, kimsesiz, fakir, muhtaç ve hastaları ziyaret ederek onlara yardımcı olalım. Bu geceyi kaza namazı kılmak, Kuran-ı kerim okumak, Peygamber Efendimize salatu selam getirmek, dua ve istiğfarda bulunmakla ihya edelim.
—————————————————————————.

Abdülkadir Geylani Hazretleri buyurdu ki:“Akıllı her Mümin, Şaban ayında günahlardan temizlenmeli ve geçmişte işlemiş olduğu günahlara tövbe ve istiğfar ederek, Ramazan’a hazırlanmalıdır. Bu ayda Allah-ü Teala’ya tazarru ve niyaz ile yalvarmaya, bu ayın sahibi Resulullah’ın (asm) sünnetlerine sarılarak ve salat-ü selamı çokça getirerek, kalbin fesatlığını ıslah ve gönül hastalıklarına deva yaparak Allah-ü Teala’ya vuslatı sağlamalıdır.Tövbe ve istiğfarı yarına bırakmamalıdır. Çünkü günler üçtür:
Biri; dünkü gündür, geçip gitmiştir.
Biri; amel günü olan bugündür, çalışmak gerek.
Diğeri de yarınki gündür, o ise emelden ibarettir. Çünkü yarına çıkıp çıkmayacağını bilmiyorsun.
Geçen gün ibret, bu günkü gün ganimet, yarın ise tehlikedir.
Bunun gibi aylarda üçtür:
Birisi Receb-i Şerif’tir ki, geçti; geri dönmesi düşünülemez.
Birisi Ramazan-ı Şerif’tir, beklenmektedir. Ona kavuşup kavuşmayacağını bilmiyorsun.
Şaban-ı Şerif ayı bu iki ayın arasındaki köprü gibidir. Bunun içinde bulunduğun ayda taat ve ibadeti ganimet, büyük kazanç bilmen gerekir.
Resulullah (asm) Abdullah İbni Ömer’e (ra) hitaben:
“Ey Abdullah! Beş şeye yakalanmadan beş şeyin kıymetini bil:
1. İhtiyarlık gelmeden gençliğin kıymetini,
2. Hastalık gelmeden sıhhatin kıymetini,
3. Fakirlik gelmeden zenginliğin kıymetini,
4. Bir meşgale gelmeden boş vaktin kıymetini,
5. Ölüm gelmeden hayatın kıymetini bil.” buyurdu.

 

Şaban ayının ilk on gününde bir defa:

Allâhümme bârik lenâ fî Recebe ve Şabân ve belliğnâ Ramazân vehtimlenâ bil-îmân ve yessirlenâ bil Kur’ân.

Ardından 100 defa:

Subhânallâhi’l-Latîf Celle Şanüh.

Şaban ayının ikinci on gününde bir defa:

Allâhümme bârik lenâ fî Recebe ve Şabân ve belliğnâ Ramazân vehtimlenâ bil-îmân ve yessirlenâ bil Kur’ân.

Ardından 100 defa:

Subhânallâhi’r-Razzâk Celle Şanüh.

Şaban ayının üçüncü on gününde bir defa:

Allâhümme bârik lenâ fî Recebe ve Şabân ve belliğnâ Ramazân vehtimlenâ bil-îmân ve yessirlenâ bil Kur’ân.

Ardından 100 defa:

Subhânallâhi’l-Azîz Celle Şanüh.

Yorumlar

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>