Dinimizin emir ve yasakları incelendiğinde, hepsinde birey ve toplumun maddi ve manevi yararının gözetildiği görülmektedir. Bu nedenledir ki dinimiz, birey ve toplum olarak bizim için son derece önemli olan temizliğe büyük bir önem vermiştir. Dinimize göre beden, elbise, mesken ve çevre temizliği gibi maddi temizlikten ayrı olarak bir de hükmi temizli kavramı vardır. Bu tür temizlik, kişinin durumuna göre abdest ya da gusül ile sağlanır. Abdest ve gusül başlı başına maddi temizlik özelliği de taşıyıp sağlık açısından bir dizi faydalar içermekle birlikte esasen bir hükmi temizlik işlemi ve arınma yoludur. Su bulunmaması durumunda abdest ve guslün bu işlevi teyemmüm ile yerine gelir.
Abdest, -okuduğumuz ayette de belirtildiği üzere- ibadet niyetiyle yüzü ve dirseklere kadar kolları yıkamak, başı mesh etmek, ayakları topuklara kadar yıkamaktan ibarettir. Gusül (boy abdesti) “ağız ve burun içi dahil olmak üzere bütün vücudun temiz su ile yıkanması” demektir. Teyemmüm ise, büyük (cünüplük hali) veya küçük kirliliği (abdestsizlik hali) gidermek niyetiyle ellerin içini toprak cinsinden temiz bir şeye vurup önce yüze sürmek, sonra tekrar vurup her elin içiyle karşı kolu mesh etmektir. (Bu konularla ilgili bilgilerin detayı ilmihal kitaplarından öğrenilebilir.)
Yüce dinimizin ortaya koyduğu genel anlamdaki temizlik anlayışı ile ibadet anlamındaki temizlik anlayışı ile ibadet anlamındaki temizlik anlayışı birbirini tamamlamaktadır. İbadet için gerekli olan temizlik aynı zamanda fertlerin günlük hayatlarındaki temizlik eğitimi niteliğini taşımaktadır.
İbadet; kulun uyanık, hazırlıklı, şuurlu, ruh ve beden bakımından temiz olmasını gerektirir. Allah’ın huzuruna çıkmadan önce abdest alma, gerektiğinde gusül etme emri de bu amacın önemli vasıtalarındandır. Bu yönüyle abdest Allah Teala ile iletişime geçme hazırlığıdır. Günde beş defa namaz kılmak veya diğer bazı ibadetler için abdest almanın anlamı, Allah emrettiği için ve onun huzuruna çıkmak amacıyla temizlenmektir. Bu yönüyle abdest, Allah’a yönelmek içi gerekli olan bir zihinsel hazırlık evresidir. Gerçek anlamda Allah’ı hatırlama ve ona olan görevimizi yerine getirmenin bilinç uyanıklığına ulaşmasıdır.
Abdest ve gusül, insan sağlığına önemli ölçüde yararlar sağlamaktadır. Örneğin abdest, vücudumuzun kir ve mikroplarla en fazla temasta bulunduğu azalarımızın temizlenmesini sağlayan bir uygulamadır. Öte yandan kan dolaşımını sağlayan damarların tabii esnekliklerini korur ve damar sertliklerinin önlenmesine yardımcı olur. Vücudun temel korunma sistemi olan lenf dolaşımını sağlayan beyaz kan hücrelerini dokulara ulaştıran lenf damarlarının düzenli çalışmasına katkıda bulunur. Özellikle beyinde kan dolaşımının güçlenmesi bakımından abdest çok faydalıdır. Diğer taraftan bedende oluşan statik elektriğin fazlasının atılmasında da abdestin rolü büyüktür. Gusül, cünüplük halinin vücutta yol açtığı yorgunluk ve gevşekliği giderir; bedende yeni bir denge kurar, kişinin bedenen, zihnen ve ruhen toparlanmasını ve zindeleşmesini sağlar, kişiyi ibadet atmosferine hazırlar.
Abdest ve gusül, aynı zamanda günahlardan arınma vesilesidir. Nitekim bu hususta sevgili peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır:
“Bir müslüman (veya mümin) abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o Müslüman günahlarından tamamen arınmış olur.” (Müslim, “Tahâret”, 32; Tirmizî, “Tahâret”, 2) Bu müjde niteliğindeki ifadelerin gusül için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz.
Yüce Allah abdesti, guslü veya teyemmümü farz kılmakla insanlara güçlük çıkarmak değil, onları temizlemek ve onlara nimetini tamamlamak istemiştir. Bunlar, insanların gücünün üstünde olan işler değildir. İslamiyet‘de insanların yapamayacağı hiçbir yükümlülük yoktur. İstisnaî durumlarda ise özel kolaylıklar (ruhsat) getirilmiştir. Abdest ve gusül bedeni mikroplardan koruyucu bir temizlik olduğu gibi manevî olarak da insanı Allah’a yaklaştıran ve onun ibadet için kendisini hazır hissetmesini sağlayan bir iç temizliğidir. Teyemmüm de bir manevi temizliktir. Hz. Peygamber, “Temizlik, imanın yarısıdır“ buyurarak genel anlamıyla temizlik yanında gusül, abdest ve teyemmümün islamiyet’teki önemini işaret etmişlerdir. (Müslim, “Tahâret”, I; Tirmizî, “Da’avât”, 86)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla…
“Ey iman edenler! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin. Hasta yahut yolculuk halinde iseniz, yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemez. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredersiniz.” (Kurân-ı Kerîm, Mâide Suresi, 6)
Kalbin temiz kanı vücuda dağıttığı büyük dolaşıma ek olarak, vücutta kullanılan kirlenmiş olan kanın kalbe ulaşması yani ters dolaşımın bozulması halinde küçük tansiyon dediğimiz basınç artması olur. Damarların esnek kalabilmesi bu dolaşımların düzenli çalışmasını sağlar. Bu esnekliğin yitmesi halinde kalbe karşı bir zorlama meydana gelir, özellikle kalpten uzak beyin, el, ayak damarlarında sertleşmeler ve daralmalar başlar. Damarların esnek kalmasına yardımcı olan, günlük hayatımızın bir parçası sudur. Sıcak su damarları genişleterek, soğuk su ise daraltarak, özellikle kalpten uzak damarların esnek ve diri kalmasını sağlar. Isı farkı nedeniyle, dolaşımın bozulması sırasında dokularda birikmiş olan besin birikimleri de genel dolaşıma katılmış olur. Günde beş kez gerek sıcak gerekse de soğuk su ile abdest alan bir insan hem damar sertliğine hem de bunun sonucunun beyine yansımasıyla oluşan bunamaya karşı korunmuş olur.
Vücudun beyaz kan dolaşım sistemi dediğimiz lenf dolaşım sistemi, vücudun korunma mekanizmasıdır. Bu sistemin sağlıklı çalışması özellikle bir kıldan ince beyaz kan damarlarının düzgün çalışmasına bağlıdır. İşte bu sistemin, bu ince damarların sağlıklı görev yapması da, yine abdest alma ile güçlenir. Bir kişi abdest almanın lenf sistemini zinde tutmasının tesadüfi bir sonuç olduğunu söylerse, abdest alma şekli bu yargının yanlışlığını ortaya koyar. Çünkü abdest alış şekli özellikle lenf sistemini de amaçlar.
Şöyle ki: Lenf sisteminin düzenli çalışması içini vücudun bir tek noktasının dahi ihmal edilmemesi gerekir, ki bu abdest almada kesinlik kazanmıştır. Lenf sisteminin uyarılmasındaki en önemli merkez burnun arkası ve bademciklerdir ki, abdest almada bu iki noktanın özellikle yıkanması şartı vardır. Boyun yanlarının uyarılması lenf sistemine çok etkilidir. Bu da abdest alma da vardır. Abdest ve vücudun statik elektriği: Normalde vücudun tümüne ait statik elektrik dengesi sağlıklı bir vücudun koşuludur. Gerek havadaki özellikler, gerekse de günlük yaşantılarımızda bolca kullandığımız plastik giyim ve eşya bu dengeyi bozucu niteliktedir.
Oysa, günde birkaç kere aldığımız abdest ile bu etkiden tamamen sıyrılırız. Statik elektriğin birçok psikosomatik hastalığa neden olduğu bilinmektedir. En olumsuz etkisini ise deri altındaki minik kaslar üzerinde göstererek, bu kasları gererek işlemez hale koyar ki; önce yüzde başlayan erken kırışmaların sebebi budur. Tabi bu kavram bütün vücut için geçerlidir. Bir çok kişi ömür boyu abdest alanların nur yüzlü olma sebebini daha iyi anlayabilir. Yukarıda verdiğimiz ayetin statik elektrik ile ilişkisi vardır.
Ayetin teyemmüme ait bölümü abdestin bu statik elektriğe karşı nimetinin tamamlanmasıdır. Zira teyemmüm büyük ölçüde statik elektriği yok eder. Ayette açıklandığı gibi şüphesiz abdestin temizlik yönü de apayrı tıbbi bir mucizedir. Günümüz insanı “ben zaten elimi yüzümü yıkıyorum.” diyebilir. Bu alışkanlığın bile en uygar toplumlarda yüz yıllık bir geçmişi olduğunu unutmayalım. Üstelik hiçbir zaman öğütle temizlik, ibadet disiplini gibi sürekli ve geçerli olamaz.
Son Yorumlar